Yoksa siz de mi FOMO’sunuz?

Belki de adını ilk defa duyuyoruz ama çoğumuz günümüz şartlarından ötürü bu hastalığa sahip: FOMO.

2013 yılındaOxford sözlüğüne eklenen FOMOteriminin karşılığı “Fear Of Missing Out“, yani “Gündemi Kaçırma Korkusu” olarak tanımlanıyor.

Eğer siz de bağımlılık derecesinde telefonu kullanıp sosyal medyadan kopamıyorsanız, her fırsatınızı sosyal medyada bulunarak değerlendirmeye çalışıyorsanız, fomofobi’ye yaniFOMO‘ya yakalanmış olabilirsiniz.

Güne masum bir şekilde mailleri kontrol etmekle başlayıp, interneti ve uygulamalarını gerekli işleri halletmeye çalışmak için kullanmak artık çok geride kalmış olabilir. Sosyal medya ve internet uygulamalarının günden güne artışı, çoğu kesimde gündemden kopamama takıntısı oluşturabiliyor.

Gün içinde sosyal medyada olup biteni kontrol etmeden duramamak, sosyal çevrede olup biteni kaçırmamaya çalışmak, telefonsuz ve internetsiz anlarda rahat olamamak bu hastalığın başlıca belirtileri içinde. Uygulamada sürekli sayfa yenileme ihtiyacı, sosyal medya uygulamasında paylaşım yapamama ya da yapılan paylaşımın beklenilen beğeniyi/tepkiyi alamaması vb. gibi durumlar ise bu hastalığın bir ileri boyutu oluyor.

Genel olarak Z kuşağına hitap eden bir hastalık olarak görülse de bir tek bu kesimle sınırlı olan bir hastalık değil FOMO. Yapılan araştırmalara göre kişilerin hayatlarındaki tatminsizlik duygusu bu bağımlılığa teşvik etmesinde birinci etken. Günümüzün stresli ve yoğun hayatı, iş ve özel yaşamlardaki tatminsizlik gibi sebepler, sosyal medya eğilimine fazlasıyla yöneltebiliyor.

Her bağımlılık gibi FOMO‘da zamanla kişiyi tatmin etmek yerine sendroma girmesine, paranoyanın artmasına ve kişinin kendisini iyice yetersiz hissetmesine sebebiyet verebiliyor.

Çağımızın yeni hastalığı FOMO’dan kurtulmak için uzmanlardan yardım alabilir, durumunuzun farkına varıp kendinizi kontrol etmeye çalışabilirsiniz. Diğer hastalıklardan farklı olarakFOMO‘nun çözümü farkındalık ve bunu çözüme ulaştırma fikrini benimsemekten geçiyor.